Amazon, iklim değişikliğine karşı açık deniz rüzgar türbinlerinde deniz yosunu yetiştirecek

Amazon, kısa süre önce yaptığı bir duyuruda açık deniz rüzgar türbinleri arasında yer alan dünyanın ilk ticari ölçekli deniz yosunu çiftliğini finanse edeceğini açıkladı. Amazon, gelişen açık deniz rüzgar çiftliklerinin sadece enerji olarak değil aynı zamanda iklim değişikliğiyle doğrudan mücadele etmesini hedefliyor.

Açık deniz rüzgar çiftliğinde yosun yetiştirilecek

Hollanda kıyısı açıklarındaki North Sea Farm 1 projesi, ilk yılında en az 6.000 kg taze deniz yosunu üretmesi beklenen 10 hektarlık (25 dönümlük) bir deniz yosunu çiftliğinden oluşacak. Projenin yıl sonuna kadar faaliyete geçmesi ve ilk deniz yosunu hasadının 2024 baharında yapılması bekleniyor. Projenin, küresel olarak yaygınlaştırılabilecek bir deniz yosunu çiftçiliği planına dönüşmesi umut ediliyor.

Deniz yosunu yetiştiriciliği, 2040 yılına kadar yaklaşık 1 milyon hektar olması beklenen rüzgar çiftliklerinin işgal ettiği tüm alanı kaplayacak şekilde genişlerse, yılda milyonlarca ton karbondioksit emebilir. Amazon, türünün ilk örneği olan bu deniz yosunu çiftliğini kurmak ve deniz yosunu çiftçiliği yoluyla karbon azaltımına yönelik bilimsel araştırmayı yürütmek için 1,5 milyon Euro bağışlıyor. Amazon’un bu bağışı kar amacı gütmeyen The North Sea Farmers’a gidecek.

Deniz yosunu iklim değişikliğiyle mücadelede anahtar olabilir

Deniz yosunu esasında hızla büyüyen algler olarak nitelendirilebilir. Bu yosunlar güneşten aldıkları enerji ve denizden aldıkları besin ve karbondioksitle büyürler. Deniz yosunları, karadaki bitkilerden çok daha fazla CO2 emebildiği için iklim değişikliği ile mücadelede ve karbon salınımını azaltmada etkili olabilir.

Bu faydaya ek olarak deniz ekosistemi için de önemli bir habitat alanı oluşturuyorlar. Zira balıklar, yengeçler ve kabuklu deniz hayvanları su yosunlarını hem besin hem de yaşam alanı olarak kullanabiliyor. Bununla birlikte deniz yosunları insanlar için de bir besin kaynağı konumunda. Hatta ve hatta deniz yosunlarının geleceğin bitkisel yakıtlarının (biyoyakıt) üretiminde de rol alabileceğine inanılıyor.